RADİKAL EKOLOJİ - 2
Gündelik Hayatta Devrim
Ekolojik sabotaj, hem canlı bir Yeryüzü’ne
duyulan sevginin şiirsel bir ifadesi hem de Yeryüzü’nün canına kasteden metanın
ve servet birikiminin boş vaatleriyle körleşmiş, yozlaşmış dar görüşlü bir
kültüre karşı direniştir.
Bu ekolojik eylemli propaganda
sayesinde, doğrudan eylemciler, insanların mülkiyet gibi yanılsamalı kavramları
pekiştirmek için yarattığı afaki yasaların anlamsızlığını ortaya serer.
Eko-sabotajcılar, paraya
dönüştürürüm diye hiçbir taşı yerinden etmeden, hiçbir maden yatağını bulup
çıkarmadan, hiçbir petrol rezervini boşaltmadan, hiçbir yağmur ormanını kesip
tüketmeden rahat edemeyen gözü doymaz, yırtıcı bir sanayi medeniyetinin
boyunduruğundan kurtulduklarını ilan ederler.
Söz konusu medeniyetin yok oluşuna
bağlı sayısız yaşama karşı bağlılık yemini ederler.
Makinelere saldırmak; vahşet
karşısında kayıtsız kalmamızı telkin eden bir kültüre başkaldırmak; karanlığı
kucaklayıp sessizce hücuma geçmek: Bunlar romantik kavramlardır, ama aynı
zamanda da daha tamamlanmamış bir direniş modelini temsil ederler.
İçinde yaşadığımız medeniyet, hayatımızı
her yönden ağına düşürmüş durumda.
Bu medeniyetin metaları ve
kavramları dünya algımızı öyle biçimlendiriyor ki sanki onlarsız
yaşayamayacağımıza inanıyoruz.
Peki dünyayı yaşanmaz hale getiren
bu medeniyet hayatta kalmamız için gerekliyse, bu yıkım sürecini nasıl
durdurabiliriz?
Dünyadaki en büyük kötülüklere karşı
çıkarak adaletsiz, ikiyüzlü yasalara başkaldırmak ne kadar önemliyse, bu
kültürün gündelik hayatlarımızı mülkiyetine almasına karşı koymak ve
yaşamlarımızın Yeryüzü’nün talan edilmesine bağlı olmadığını kanıtlamamız da o
kadar önemlidir.
Bütün umutlarımızı gelecekte gerçekleşecek
bir devrime bağlamak yerine, hayatta karşımıza tek seçenekmiş gibi sunulmuş
olan “çalış-tüket”e dayalı yaşam tarzının dışında, temel ihtiyaçlarımızı
giderebilecek pratik yaklaşımları vakit kaybetmeden ortaya koysak daha iyi
olmaz mı?
İçinde yaşadığımız topluma özgü
yanlışların karşıtı olan değerleri –aşırı tüketim yerine ekolojik
sürdürülebilirliği, hiyerarşi yerine eşitlikçiliği, benmerkezci rekabet yerine
işbirliğine dayalı cemaati, sömürü yerine adaleti– hayata geçiren yaklaşımlar aracılığıyla
yeni bir kültür yaratabilir ve böylece çoğunluklara güç ve ilham verip
kapitalist endüstri toplumuna olan bağımlılığını ve onunla özdeşleşmesini
sınırlayarak çok daha güzel başka bir dünya inşa edebiliriz.
Nitekim yeniden tasavvur edilen devrimci
çevrecilik ve toplumsal değişim sayesinde, hem gelecekte geniş çaplı kurumsal
değişime zemin hazırlayabilir, hem de hiç vakit kaybetmeden gündelik hayatta
bir devrim başlatarak insani değerleri hayata geçirmek için yeni pratikler ve
kurumlar yaratabiliriz.
ELF Bildirisi
Bütün canlıları özgürleştirme
mücadelesine hoşgeldiniz.
Can çekişen gezegenimizin yakıcı
öfkesiyiz biz.
Açgözlülükten doğan savaşlar dünyayı
mahvediyor ve bütün canlılar günbegün ölüyor.
ELF, sanayiyi tez zamanda yok etmek, zenginleri
yıldırmak ve devletin temellerini sarsmak için uğraşıyor.
Direniş hareketi olarak
benimsediğimiz sosyal ve derin ekolojiyi hayata geçiriyoruz.
Kutsal olan her şeyi cansiperane
savunduğumuzu düşmana göstermemiz gerekiyor.
Hayallerimize erişebilmek için hep
beraber dişimizle tırnağımızla mücadele ediyoruz.
Elimizdeki en büyük silah hayal
gücümüz ve hiç beklenmedik bir anda saldırma yeteneğimiz.
1992’den bu yana, dünyanın dört bir
yanında yeryüzü geceleri ve Cadı Bayramı şenlikleri düzenlendi.
Binlerce buldozer, enerji hattı,
bilgisayar sistemi, bina ve değerli ekipman paramparça edildi.
Yüreğimizdeki cesaret başkalarını da
harekete geçirmesin diye pek çok ELF eylemi halktan gizlendi.
İlham kaynaklarımız Makine Kırıcılar
[Luddistler], Düzleyiciler [Leveller’lar], Kazıcılar [Digger’lar], Alman Autonome işgalevi
hareketi, ALF, Zapatistler, ve hani şu kadim zamanların haşarı
elf’leri olan küçük insanlar.
Tepedekiler, elf diye bir şeye inanmadıklarından
bizleri göremiyor.
Gerçekte görünmeziz.
Ne emir komuta zincirimiz var,
ne sözcülerimiz ne de işyerlerimiz. Kırılgan hedefler peşinde, ayrı ayrı iş
gören küçük gruplardan ibaretiz.
Pek çok elf Pasifik Kuzeybatısı’na
ve başka kutsal yerlere gidiyor.
Kimi elf’ler, sürprizler yapa yapa
yol alacaklar.
Sizler de katılın bu aileye!
Böylece dans ede ede, kurumsal para
sisteminin posasını çıkaralım.
“Fırtınalı gece” diye eylem
grupları kurun, güvendiğiniz arkadaşları cesaretlendirin.
Zira tek yürek olmuş bir
topluluk çok güçlüdür.
Keşif Kolları Kurun:
Planınıza uyan hedefler arayıp bulun
ve ne yapacağınıza karar verin.
Saldırın:
Enerji hatları: elektrik kablolarını
kesin, elektrik direklerinin cıvatalarını ve temellerini sökün, ahşap direkleri
testereyle kesin.
Trafolar: havai fişekler atın,
üstlerine zincirler geçirin ya da patlatın.
Bilgisayarlar: Tesisleri paramparça
edin, yakıp yıkın ya da suya boğun.
Lütfen bunu kendi kullanımıza uygun
olarak geliştirin ve çoğaltıp dağıtın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder