2 Aralık 2022 Cuma

 RADİKAL EKOLOJİ - 2

 

Gündelik Hayatta Devrim

Ekolojik sabotaj, hem canlı bir Yeryüzü’ne duyulan sevginin şiirsel bir ifadesi hem de Yeryüzü’nün canına kasteden metanın ve servet birikiminin boş vaatleriyle körleşmiş, yozlaşmış dar görüşlü bir kültüre karşı direniştir.

 Bu ekolojik eylemli propaganda sayesinde, doğrudan eylemciler, insanların mülkiyet gibi yanılsamalı kavramları pekiştirmek için yarattığı afaki yasaların anlamsızlığını ortaya serer.

  Eko-sabotajcılar, paraya dönüştürürüm diye hiçbir taşı yerinden etmeden, hiçbir maden yatağını bulup çıkarmadan, hiçbir petrol rezervini boşaltmadan, hiçbir yağmur ormanını kesip tüketmeden rahat edemeyen gözü doymaz, yırtıcı bir sanayi medeniyetinin boyunduruğundan kurtulduklarını ilan ederler.

 Söz konusu medeniyetin yok oluşuna bağlı sayısız yaşama karşı bağlılık yemini ederler.

 Makinelere saldırmak; vahşet karşısında kayıtsız kalmamızı telkin eden bir kültüre başkaldırmak; karanlığı kucaklayıp sessizce hücuma geçmek: Bunlar romantik kavramlardır, ama aynı zamanda da daha tamamlanmamış bir direniş modelini temsil ederler.

İçinde yaşadığımız medeniyet, hayatımızı her yönden ağına düşürmüş durumda.

 Bu medeniyetin metaları ve kavramları dünya algımızı öyle biçimlendiriyor ki sanki onlarsız yaşayamayacağımıza inanıyoruz.

 Peki dünyayı yaşanmaz hale getiren bu medeniyet hayatta kalmamız için gerekliyse, bu yıkım sürecini nasıl durdurabiliriz?

 Dünyadaki en büyük kötülüklere karşı çıkarak adaletsiz, ikiyüzlü yasalara başkaldırmak ne kadar önemliyse, bu kültürün gündelik hayatlarımızı mülkiyetine almasına karşı koymak ve yaşamlarımızın Yeryüzü’nün talan edilmesine bağlı olmadığını kanıtlamamız da o kadar önemlidir.

Bütün umutlarımızı gelecekte gerçekleşecek bir devrime bağlamak yerine, hayatta karşımıza tek seçenekmiş gibi sunulmuş olan “çalış-tüket”e dayalı yaşam tarzının dışında, temel ihtiyaçlarımızı giderebilecek pratik yaklaşımları vakit kaybetmeden ortaya koysak daha iyi olmaz mı?

 İçinde yaşadığımız topluma özgü yanlışların karşıtı olan değerleri –aşırı tüketim yerine ekolojik sürdürülebilirliği, hiyerarşi yerine eşitlikçiliği, benmerkezci rekabet yerine işbirliğine dayalı cemaati, sömürü yerine adaleti– hayata geçiren yaklaşımlar aracılığıyla yeni bir kültür yaratabilir ve böylece çoğunluklara güç ve ilham verip kapitalist endüstri toplumuna olan bağımlılığını ve onunla özdeşleşmesini sınırlayarak çok daha güzel başka bir dünya inşa edebiliriz.

 Nitekim yeniden tasavvur edilen devrimci çevrecilik ve toplumsal değişim sayesinde, hem gelecekte geniş çaplı kurumsal değişime zemin hazırlayabilir, hem de hiç vakit kaybetmeden gündelik hayatta bir devrim başlatarak insani değerleri hayata geçirmek için yeni pratikler ve kurumlar yaratabiliriz.

 

ELF Bildirisi

 Bütün canlıları özgürleştirme mücadelesine hoşgeldiniz.

 Can çekişen gezegenimizin yakıcı öfkesiyiz biz.

 Açgözlülükten doğan savaşlar dünyayı mahvediyor ve bütün canlılar günbegün ölüyor.

ELF, sanayiyi tez zamanda yok etmek, zenginleri yıldırmak ve devletin temellerini sarsmak için uğraşıyor.

 Direniş hareketi olarak benimsediğimiz sosyal ve derin ekolojiyi hayata geçiriyoruz.

 Kutsal olan her şeyi cansiperane savunduğumuzu düşmana göstermemiz gerekiyor.

 Hayallerimize erişebilmek için hep beraber dişimizle tırnağımızla mücadele ediyoruz.

 Elimizdeki en büyük silah hayal gücümüz ve hiç beklenmedik bir anda saldırma yeteneğimiz.

 1992’den bu yana, dünyanın dört bir yanında yeryüzü geceleri ve Cadı Bayramı şenlikleri düzenlendi.

 Binlerce buldozer, enerji hattı, bilgisayar sistemi, bina ve değerli ekipman paramparça edildi.

 Yüreğimizdeki cesaret başkalarını da harekete geçirmesin diye pek çok ELF eylemi halktan gizlendi.

 İlham kaynaklarımız Makine Kırıcılar [Luddistler], Düzleyiciler [Leveller’lar], Kazıcılar [Digger’lar], Alman Autonome işgalevi hareketi, ALF, Zapatistler, ve hani şu kadim zamanların haşarı elf’leri olan küçük insanlar.

 Tepedekiler, elf diye bir şeye inanmadıklarından bizleri göremiyor.

 Gerçekte görünmeziz.

  Ne emir komuta zincirimiz var, ne sözcülerimiz ne de işyerlerimiz. Kırılgan hedefler peşinde, ayrı ayrı iş gören küçük gruplardan ibaretiz.

 Pek çok elf Pasifik Kuzeybatısı’na ve başka kutsal yerlere gidiyor.

 Kimi elf’ler, sürprizler yapa yapa yol alacaklar.

 Sizler de katılın bu aileye!

 Böylece dans ede ede, kurumsal para sisteminin posasını çıkaralım.

  “Fırtınalı gece” diye eylem grupları kurun, güvendiğiniz arkadaşları cesaretlendirin.

  Zira tek yürek olmuş bir topluluk çok güçlüdür.

 Keşif Kolları Kurun:

 Planınıza uyan hedefler arayıp bulun ve ne yapacağınıza karar verin.

 Saldırın:

Enerji hatları: elektrik kablolarını kesin, elektrik direklerinin cıvatalarını ve temellerini sökün, ahşap direkleri testereyle kesin.

 Trafolar: havai fişekler atın, üstlerine zincirler geçirin ya da patlatın.

 Bilgisayarlar: Tesisleri paramparça edin, yakıp yıkın ya da suya boğun.

 Lütfen bunu kendi kullanımıza uygun olarak geliştirin ve çoğaltıp dağıtın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  KABARENİN DOĞUŞU   Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren gelişen Alman kabaresi Berlin mitolojisinde özgün ve tanımlanması zor bir rol oy...