SANATTA OYUN FELSEFESİ - 3
YÜZYIL
VE YAKIN DÜNYA TARİHİ DÖNEMDE ÇOCUK MOTİFİ:
20.
yüzyılda oyun, oyuncak, masal, fantazya ve karalamalar başta Sürrealistler
olmak üzere birçok sanatçıya esin kaynağı olmuştur.
Bu
dönemde: Yeni arayışlar peşinde koşan modern sanatçı “oyun” duygusuna daha
yakındır.
Yaratmış
olduğu özgür oyun kavrayışını kendisine çıkış noktası olarak alan akım ve
oluşumlardan bazıları ise şöyle sıralanabilir:
Dada:
Dünya Savaşı ertesinde yıkan, her şeyi inkâr eden yapılarının arkasında, yeni
ve daha güzel bir oyunun kurulması için oyunbozan rolünü seçmiş olmalarına
rağmen oyunun içinde ve oynayarak kendilerini ifade etmişlerdir.
Sürrealizm:
Sürrealist eserler içinde barındırdıkları düş, bilinçaltı, coşku, şaşırtıcılık
ve bilmeceyle bir oyunsal alan yaratmaktadırlar.
Bauhaus
Okulu: Bauhaus sanat eğitiminin bir oyun atmosferinde gerçekleşmesinin önemine
vurgu yapılmış,
Bu
anlayışı “oyun partiye, parti esere, eser oyuna dönüşür” sloganıyla eğitim
programında uygulamış olduğu belirtilmektedir.
Yirminci
yüzyıl kültür ve görsel sanatlar alanında önemli bir yere sahip olan Bauhaus
Okulu, yenilikçi eğitim metotlarını benimsemiş, Sanat ve tekniğin birliğini
savunmuştur.
GÜNCEL
VE BAĞIMSIZ BİR SANAT AKIMI OLARAK POP-SÜRREALİZM:
Pop-sürrealizm
akımı günümüzde resim, illüstrasyon, heykel, vinil oyuncaklar, seramik ve mekân
yerleştirmeleri olarak karşımıza çıkan ve hızla yaygınlaşmakta olan bağımsız
akımıdır.
1990’larda
akım Amerika’dan sonra Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerinde de yer bulmuş ve başta
illüstrasyon sanatçıları olmak üzere çok çeşitli disiplinlerde üreten pek çok
kişiyi etkisi altına almıştır.
2000’li
yıllarda illüstrasyon, karakter tasarımı ve pop-sürrealist yaklaşımların reklam
filmlerinden, animasyona, basılı tasarım işlerinden üç boyutlu yapıtlara kadar
her alanda yer aldığı görülebilir.
2000’den
sonrası bu sanat hareketinin altın çağı olarak anılmakta ve birçok koleksiyoner
ve galeri pop-sürrealist eserleri takip etmekte ve koleksiyonlarında bu
eserlere yer vermektedir.
Alternatif
sanat akımlarının geleneği: Yaşadığımız dönemde çok sayıda sanatçının
Postmodernist söylemin ardından gelen kural tanımazlık ve bağımsızlık
kavramlarını benimseyerek Pop-Sürrealizm ve benzeri sanat anlayışlarını ortaya
çıkardığı hatta bazı sanatçıların kendi teorilerini yarattığı
gözlemlenebilmektedir.
Bu
dönem eserleri 90’lı ve 2000’li yıllarda, az sayıda batılı galeride temsil
edilirken zamanla istediği saygıyı kazanmış ve günümüzde ünlü müzelerin ve
galerilerin koleksiyonlarına dahil olmuşlardır.
Alternatif
sanat akımlarının geleneğinden beslenen Pop sürrealist eserler, estetik ve
içerik açısından zamanla değişim göstermiş, naif ve işlenmemiş yapısından
sıyrılarak, kendisini kurumsallaştıran ve seyircisi ile arasına mesafe koyan
güncel sanat anlayışlarına karşı sanat dünyasında yerini belirginleştirmiştir.
Pop-Sürrealist
Konu Yönelimleri ve Pop-Sürrealist Sanatçılar: Pop-Sürrealizm Sanat Hareketinin
konularını daha çok popüler kültür elemanları, animatik karakterler ve
sarkastik (alaycı ve ironik) yaklaşımlar oluşturmaktadır.
Sanatçıların
yaşadığı coğrafyaya göre de şekillenen karakter tasarımları, doğa ve insan
birlikteliğini, ekolojik, sosyolojik ve kültürel boyutlarda irdeleyen
tasarımlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Günümüz
sanatı içerisinde; Mark Ryden ve Takashi Murakami örnekleri bu akımın önde
gelen temsilcileridir.
Aynı
zamanda daha genç kuşak sanatçılardan olan James Jean, Audrey Kawasaki, Yosuke
Uneo ve Richard J. Oliver gibi isimler de dünya genelinde en iyi tanınan
pop-sürrealist sanatçılardan bazılarıdır.
Mark
Ryden Örneği: Pop-Sürrealizm ve bu akımın ardından gelişen sanatsal
sürecin en belirgin örneklerinden biri olan İngiliz ressam Mark Ryden,
eserlerinde genellikle karanlık temalar, Rönesans dönemi benzeri manzaralar ve
Ünlü Hollywood karakterleri kullanmaktadır.
Bu
karakterlerin oldukça çocuksu ve sempatik görünüşlerinin altında her zaman
tekinsiz bir hal vardır ve görüntülerinin tam tersi konularla uğraşmaktadırlar.
‘Ryden’ın
resimleri, modern kiç’in naif yüzeyinden doğaüstü durumları, nostaljiyi ve
duygusallığı işaret etmektedir.
Takashi
Murakami Örneği: Takashi Murakami sanatının yüksek ve düşük sanat arasında
bulanık bir noktada olduğunu söylerken, ürettiği ‘superflat’ (süper yüzey)
kavramı ile kendi eserlerini yeni bir sınıfa yerleştirmiş,
Japon
geleneksel estetiği ile savaş sonrası Japonya’nın kültürel ve toplumsal
değişiminin bir sentezini ifade etmiştir.
Eserlerinde
animatik ve yapıbozuma uğramış karakterler kullanan, animasyon, resim ve gibi
alanlarda üreten sanatçının oldukça yüksek bir market ve marka değeri
bulunmaktadır.
Sotheby’s
müzayedesinde anime karakteri heykeli 13,5 milyon dolara alıcı bulmuştur
Richard
J. Oliver : Sanatçı 1975 İngiltere doğumludur.
University
of the West of England’da Güzel sanatlar öğrenimi görmüş ve Cardiff
Metropolitan University’de master derecesi almıştır.
Çalışmalarında
yarattığı karakterleri peyzaj ile birleştirmekte olduğunu, daha çok evrensel
konular üzerinde çalıştığını, etkilendiği ekolojik konuları, insani ve sosyal
problemleri modern bir dille ifade ettiğini dile getirmektedir.
Audrey
Kawasaki: 1982 Los Angeles, Kaliforniya doğumlu sanatçı Pratt Institute’de
öğrenim görmüştür.
Ağaç
üzerine yağlıboya ve mürekkep çalışmaları ile tanınmaktadır.
Amy
Sol: 1981, Güney Kore doğumlu olan sanatçı Las Vegas’ta
yaşamaktadır.
Çalışmalarında
manga, folk-art ve vintage tasarımların sentezlendiği görülmektedir.
Yosuke
Uneo: 1977 Japonya doğumlu olan sanatçı biyografisinde ‘karanlıktan ışığa’
temalı ölüm, üzüntü ve negatif enerji konularını işlediği ilk dönem
çalışmalarının ardından; Pozitif enerji, aşk ve aydınlık konularına yöneldiğini
belirtmektedir.
Titreşimli
ve enerjik renkler kullanmakta olduğunu, sembolizm ve masum görünüşlü
karakterler üzerinde çalıştığını, yanı sıra 2011’de yaşanan Japonya depremi ve
Tsunami trajedilerinin de sanatında izler bıraktığını dile getirmektedir.
Sonuç
olarak; tarihsel bağlamda yapılan bu eser incelemeleri ile pek çok felsefi
akıma etki etmiş olan: “çocuk motifi ve sanat” konusunun değerlendirilmesi ve
çeşitli karşılaştırmalar yapılması hususunun, hem günümüz sanatındaki yeni
sanat oluşumlarına hem de bu oluşumların tarihsel süreçteki analizine katkıda
bulunacağı düşünülmüştür.
Özellikle genç kuşak sanatçıların, hem dünya tarihi açısından hem de ülkemiz sanatı açısından güncel sanat karşılaştırmalarını ve gerekli analizini yapabilmeleri ve üretim sahasındaki güncel sanat ortamını değerlendirebilmeleri adına bu eser ve sanatçı incelemeleri yapılmış bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder